PEKİ, NEREYE VE KİME DOĞRUDUR bir kadının yatağındaki(!) GÜRÜLTÜYSE KELİMELER?

17 Şubat 2010 Çarşamba

Di'li Geçmiş Zaman

Birdenbire bozuldu. Ne yaptı ne etti de onu bozmayı başardı hâlâ koca bir muamma. Daha az önce her şey yerli yerindeydi. Ona bakmaya, yazmaya korkuyorum artık. Birdenbire her şeyi yok edebilecek kadar kuvvetli. Az önce aklımda daha önce hiç düşünmediğim güzel bir istek vardı. Ama işte şimdi o istekten eser kalmadı. Di'li geçmiş zamanın düşündürdükleriyle kalakalmak başlı başına büyük bir olay!

Küçük adımlarla gelir. Sessiz anları kollamak isteyen bir çabasının olduğunu sanmıyorum. Gelir ve gider. Oldukça kısadır. Müziğin eksildiği zamanlarda ortaya çıkar genelde. Bu tuhaf tesadüf, ister istemez düşündürüyor insanı ama Tanrı bilir, onu bile bilmez!
Böyle zamanlarda kısık kısık düşer kelimeler kâğıda. Hangi harfi nereye koyacağım telaşı yerleşir. Ondan, bundan, şundan derken bilincin akışı karman çorman olur. Etrafı saran nesnelerin hiç birinden adam akıllı bir ses gelmez. Ortaya karışık sunulmuş duygu telleri arasından aslında neyin tam olarak seçilmek istendiği bilinmez. Belki de yazan ve okuyan kişiden küçük adımların, büyük sancıları doğuracağını göz ardı etmesi beklenir.

Bakıyorum da yine kendini ele vermeye başladın Küçük Hanım. Hep aynı kelimelerin üzerine basmaya başladın. Ne zaman üzülsen hep bunu yapıyorsun. Yanılmadığımı sen de biliyorsun. Böyle yüzüne yüzüne bir şeyleri söylemek istemiyorum. Farkındayım, sonuna geldiğinde ve her şeyi yeniden gözden geçirmek istediğinde, daha fazla kırılacaksın. Olsun, ne de olsa ben senin en yakının sayılmaz mıyım? Herkesten, her şeyden öte tutmaz mısın beni? O halde istesen de istemesen de gözüne değdiğim her yerde, dikkat kesileceksin fısıldamadan sana söylediklerime. Korkmadan okuyacaksın senden bana miras bıraktığın her bir oluşu.

Düzelmiyor işte. Bir türlü doğru kelimeleri bulamıyorum. İçimdeki sözlüğün sesli sessiz bütün harflerini okuyorum. İlk anlamlarda büyük bir tutukluk, anlaşılamayan bir tutsaklık hali var. İkinci anlamların neredeyse büyük bir çoğunluğunda aynı sorun: ' ya ben o değilsem'. Üçüncü anlamlarda her şey kaba taslak. "Belli ki zorlamayla gelmiş" diyor hepsi bir ağızdan. Dördüncü anlamlara geçmeye ürküyorum. Çaktırmadan beşincilere göz atıyor ve içimdeki sözlüğü yerimden fırlayarak kapatıyorum. Bugünlük bu kadar yeter!

Koridorda başı boş bir hava var. Az önce de geçmiştim. Tatlı notalardan oluşan parfümümün gölgesi asılı kalmıştı. Adımın yankısını koklamak beni hep gülümsetmiştir. Oysa şimdi her şeyin yeri değişmişti.
On dakika gibi kısa bir zaman aralığında bozulmuş olmalı. Uzanmıştım. Kitap okuyordum ve geçen geceden aklıma takılanları hızlı hızlı düşünüp, bir sonraki cümleye geçmek için sabırsızlanıyordum. Sonra aniden sesini duydum. Kısacık da olsa gülümsediğimi anımsıyorum. Ardarda dizilmiş kelimelerinin arkasından bir şeyler demeye çalışmıştı. Çalışmıştı; çünkü aslında bir şey söylememişti. Aralara serpiştirilmiş aşk kaçamağı noktalama işaretlerinden başka hiçbir şey yoktu. Uzun uzun baktım. Dudaklarının kenarında ufak da olsa bir kırılma, belki bir mahcubiyet aradım. Bir beklentinin hapsine yeniden düşmemek için yüzümü çevirdim. Bir ara, elini uzatıp yüzümü kendisine çevirmek ister gibi oldu. Sonra nedense vazgeçti. Her zamanki vedalarından birini yapıp kısır birkaç harfi geride bırakıp gitti. Neden geldiğini söylemişti. Niye gittiğini de. Oysa ben, neden ve niye arasında sıkışıp kalmıştım. Aradaki sözcüklerin sanki sesi kısılmıştı da duyamamıştım onları. Bir iki defa panikle yeniden yoklamak istedim. Gitmediğini, orada olduğunu iyi biliyordum. Yine de o koridorda nasıl bir hava olduğunu iyi bilmeme rağmen birkaç adım atıp birkez daha "kendim" solumak istemiştim. Başı boş bir hava...

Uyuman lazım biliyorsun değil mi Küçük Hanım. Ne kadar zorlamaya çalışırsan, o kadar kendini ele vereceksin! Artık itinayla bizi seçtiğinin farkındasındır umarım. Müziğin bittiğini bile umursamıyorsun. Oysa birkaç adım ötende değişenleri anlayabilecek ve her şeyi yerli yerine koyabilecek kadar kuvvetlisindir sen. Tek bir kelimenin başlangıcını doğru yapabilmek için hangimizi seçeceğini bilemeden yola devam etmenin sana bir faydası yok. En azından bu gecelik hem kendini hem de bizi rahat bırak.


Düzelmeyecek. Komada bir süre daha yaşayacak kelimelerle kapatacağım sayfayı. İçimdeki sözlükten geriye ne kaldı? Daha fazla soru sormak istiyor muydum? Kaçıncı anlamda pes etmiştim? Altıncı anlamın ne olduğunu merak ediyor muydum? Ne yaptı da bozuldu? Az önceki isteğime ne oldu?

Di'li geçmiş zaman, peşimi bırak!

1 yorum:

  1. Uzun zamandır okuduğum en sıcak anlatı... yazarın ayakkabıları içerisinde adımlarken o koridoru,betimlediği kokuyu duyumsamamak imkansızdı...
    PİLOT

    YanıtlaSil