PEKİ, NEREYE VE KİME DOĞRUDUR bir kadının yatağındaki(!) GÜRÜLTÜYSE KELİMELER?

19 Mart 2012 Pazartesi

Frekansı Bozuk Radyo Alıcısı -42-

Zamanda geçişler yapıyorum. İnsan düşünerek bile gitmek istediği yere gidebiliyor. Evet, fiziki koşullarınızda herhangi bir değişiklik olmuyor ama ruhunuzda açılan bazı yaraları, boşlukları kapatmak adına işe yarıyor. Nihayetinde gerçek dediğimiz bizim algılarımız sonucunda şekillenmiyor mu? Kendi gerçeklerini meydana getirmek isteyenlere konulan bir engel olmadığına göre -en azından bana- beklemeye de gerek yok.


Tuhaf gelişmelerin yaşandığı bir-iki ayı geride bıraktım. İçlerinden neyi anlatsam büyük açıklar vereceğim için şimdilik sessizliği koruma taraftarıyım. Zaten ne zaman sussam sonrasında susmamacasına konuşmaya başlıyorum. Konuşmak dedimse "yazmak" daha doğru olurdu. Kuluçka döneminde beklemenin sabırsızlığı içten içe beni yoklamaya başladı. Biliyorum bu defa çok uzun bir ayrılık oldu. Ancak insan beslenirken araya bir şey almak istemiyor. Yavaş yavaş birikimlerin geri döneceğini bilmek huzur verici. İzliyorum. Dinliyorum. Tepkileri değerlendiriyorum. Bir süre şematik veriler üzerinde düşünüyorum. Yaşanılanları, olası yaşanacakları çizmeyi seviyorum. Küçüklükten gelen garip bir alışkanlık. Belki de fotografik hafızamın getirisi bir durum bu, bilemiyorum. Bazen kâğıt üzerinde karman çorman çizgiler, isimler, mekânlar görüyorum. Daha çok çizim aşamasının sonrasındaki günlerde "bunlar ne acaba?" dediğim bile oluyor. Çünkü beyin öyle bir şey ki o anda her türlü düşünsel veriyi, dinlenilen müziğin bıraktığı izleri, hatta dışarıdan yazma anınıza denk düşen türlü sesleri bile kaydedip parmaklarınızdan kâğıda dağıtıyor. Bazen anlamsız gelen şeyler beklenmedik zamanlarda anlam kazanmaya başlıyor. Sanki her şey kendisiyle ilgili sırasını bekliyor.


Güneş sokakların, caddelerin yüzünü güldürmek için yola çıktı. İlkbaharın artık neredeyse yok olmaya yüz tutmuş mevsimsel özelliklerini özlüyorum. Kıştan yaza geçiş arasındaki fark kayboldukça 'bahar sevinci'nin ne kadar da önemli olduğunu anlıyorum.


Bu birkaç hafta içerisinde yapılması planlanan işler, görüşülmesi gereken insanlar var. Hayatın istenilen yörüngeye girmesi diye bir şey varsa benim yörüngem şu sıralar oraya yaklaştı. Her ne kadar elektronik aletlerle olan ilişkilerimde bazı tuhaf şeyler olmaya başlasa da yaşadıkları iyi tarafından yorumlamayı tercih ediyorum.


Aklıma gelmişken birkaç hafta öncesinde daracık bir alanda "daracık" gözlemler yapmıştım. Hâlâ unutamıyorum. İnsanoğlu aklına bir şeyi koyarsa geri durması, vazgeçmesi söz konusu bile olamaz. Gerçi ben tahmin etmediğim olaylara doğru sürükleniyorum ama bu sürüklenişin sonrasında belki de o bahsettiğim yörüngede bazı değişiklikler meydana gelebilir.


Ruh halimin genel seyrinde inanılmaz bir dalgalanma var. Oldukça sakin yazmaya çalıştığım bu yazının aklını çok fazla karıştırmayı istemediğimden bilinçli bir geri duruş sergiledim. Şu an varoluşun derin sularına inemeyecek kadar rahattayım. Aklımı kurcalayan çok şey var. Her zaman vardı fakat şu son birkaç aydır düşündüklerim yorgunluklarımı iyice tetikledi.


Geriye yaslanıp boşluklarımı kendi yöntemlerimle dolduracağım. Tabii bir de Han var. Uzun ve soluksuz bir bölüm beni bekliyor.