Bazen sadece uzaklığın kalbinde atar sevdanın susuzluğu. Yatağın bir köşesinde aşk; diğer bir köşesinde sayılı saatlerin tedirgin bekleyişi asılı kalır. Kollarından yakaladığın, doyumsuz bir sabaha sarıldığın gece rüzgârı merdivenlerden aşağıya doğru yavaşça kaybolur. Geride kalansa ılık bir kelimedir içten içe derinlere yayılan...
Özlemin merdivenlerinden aşağıya kaç adımda inilir ki...?
Bazen de ilmeğinden geçirmek öyle zorlaşır ki geceyi, ne yana dönsen hep aynı çıkmazın gözlerine değer bakışların... Sobeleyecek bir beden ve ertesi geceye sarkacak bir yaşam, parmak aralarından sızar tahta boşluklara...
Yakalayamazsın...
Sadece uzaklık var diyorsun ya; şimdi sen gecene dolan neme hapset her bir damlamı ve bir sarkacın yinelenen sesinde uzan, sesimin seninle gülümseyen çağlayanına...
Uykunda ve uykusuzluğunda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder