Bilmezler onca mayhoşluğun tabakasında neyi sarar yürek ve bilmezler sessizliğin ağları
ne denli çıplak ne denli umursamaz...
Ay, bir yaz akşamında tam da denizin üstünde, nasıl yoklar can damarını uzaklardan ve nasıl titretir sözcüklerin belini. Küçük bir taş düşer yüreğin sıcaklığına. Bir sepet anımsanır çocukluğun sesli dizelerinden. Dalga sesi Ankara'nın tahta masalarında, bir özlemle baş verir...
Bilmezler küçük bir kalp atışıyla ayağı takılan yüreğin öyküsünü ve bilmezsin parmakların acısını her dokunuşta ne denli acıtır uzaklığı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder