PEKİ, NEREYE VE KİME DOĞRUDUR bir kadının yatağındaki(!) GÜRÜLTÜYSE KELİMELER?

5 Nisan 2011 Salı

Frekansı Bozuk Radyo Alıcısı -32-

Tüketilen sarı kâğıtların derlenip bir an önce suyun berrak bakışlarına koyma vaktidir geçmişi. Her kalem darbesinde çoğalan yalnızca aynı kelimeler ve aynı anlamlar. Bir tekrardan, kötü bir tekrardan ibaret her şey. Nasıl olduğunu anlamadığım bir hızda geçip gitti günler. Her şeyle başım dertte; hiçbir şey kendi halinde. Bir kenarda durmuş olanları kabulleniyor ve öylece izliyorum. Bir şey yapmak bazen ne kadar da zor bir yüzleşmeyle karşı karşıya bırakıyormuş meğer insanı. 
Sokak başlarını bile her sabah ve her akşam aynı dalgın gözler tutuyor. Yoldan geçerken yaşanılan hep o bildik tedirginlik... 

Kederli gözlerinde salınan narin bir serçenin, dudaklarına düştüğü anda içimi aydınlatan tebessümünde öpmüştüm seni. Dudaklarımdaydın... Hatırladıkça düşüyor içimdeki tutsaklık. Bitmeyen bir mücadele, haftasonuna doğru ruhumu kemiren bir beklenti, gelip darmadağın ediyor yeryüzümü. Aynamda yaşlı bir sonbahar yansıması, dalıp gidiyorum sesinin yankısına, olmuyor. Ne çok zaman geçmiş geceye bir sevi masalını anlatmayalı ve ne çok zaman olmuş uzaklarda bir düşü yakalamayalı. Öylesine bakmayalı boşluğa...
Böyle zamanlarda kilometrelerce yol kıvrılıyor önümde. Baktıkça başım dönüyor. 

Bir yanım durmadan çekiştiriyor diğer yarımı. Bense suskunluklarımı biriktirmeye devam ediyorum.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder