PEKİ, NEREYE VE KİME DOĞRUDUR bir kadının yatağındaki(!) GÜRÜLTÜYSE KELİMELER?

17 Mayıs 2011 Salı

Hâlâ ve Sonrası

Masanın hemen altında oturuyorum. Buradan başka gidecek yerim yok. Şimdilik böyle sessiz sedasız kalmayı tercih ediyorum. Bilirsin, ben en çok böyle anlarda konuşurum. Kirpiklerime düşen iklim hırsızlarını iyi tanırsın. Belki de son defa bu masanın altındayım. Üst tarafta olan bitenlerle ilgilenmiyorum. Yüzleşemeyeceğim anılar biriktirmeyi, korkuların karşısında direnmeyi sen anlattın bana. Masalın en başındaki o yağmur her şeyin tanığıydı. İçini kemirenlere dokunamıyorum. İzin yok. Kuytu köşelerde saklanıyorum. Saçlarımla yüzümü kapatıyorum. Her şeyi senin için yapıyorum.

Bir cümlenin içine "hâlâ"yı eklemekten çekiniyorum. Oysa içimdeki resimlerin karşılığı bu kelimede saklı. Korkuyorsun. Eriye eriye siliniyor cümlelerin izleri saman kâğıtlarından. Buruşturup bir kenara atarken yandı canı harflerin. Sakladığım her yer yok olup gidiyor zamanla. Bir kitabın ön sayfasına imzalanmış duygular, sıkı sıkıya tuttuğun gövdem, heyecan içinde adımla seslendiğin günler, kahvenin bitmek tükenmek bilmeyen kokusu, dilinde sevdiğin şarkıları mırıldanarak çıkıp gittiğin kapının kapanışının son sesi birer birer yok oluyor. Her şeyin bir ertesi güne bırakıldığı mısralarda soruyorum sana:
Ya sonrası?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder