PEKİ, NEREYE VE KİME DOĞRUDUR bir kadının yatağındaki(!) GÜRÜLTÜYSE KELİMELER?

18 Aralık 2010 Cumartesi

Oradaydım Söylenceleri I " Tarifsiz Döngüler"

Oradaydım...

Anımsayışında gülümsemesini saklamış küçük bir kız çocuğunun dudak kenarlarında. Baktıkça büyüyen huzurun gölgesinde... Yalnızca ne kadar zamanın geçtiğini değil; nelerin geçtiğini de düşünmeden, orada olmanın bilinciyle...

Her şey bir anda gelişmiş gibi gözükmüş olsa da uzun zamandan beri, çağırdığım sesin tek sahibi sendin... Yok, hayır, düşündüğün gibi yeniden bir şeyleri yakma isteğinden değildi tüm bunlar... Yalnızca eksik kalmış birkaç cümlenin, içimde bıraktığı garip huzursuzluktu belki... Yine de onca geçmiş sığlıktan sonra, yan yana gülebilmek yaşanmışlıklarımıza, işte bu gerçek bir saygıydı, her şeye rağmen...

Yürümekte zorlanılan bir kalabalığın hemen içerisinde, ayaklarımızın bir önceki ve bir sonrakiyle sanki kendi bedenimizin bir parçasıymış gibi yakından seyrettiği arnavut kaldırımlı dar sokağın bir yerinde, büyülü bir şehir şarkısı gibi şimdi İstanbul...
O şarkıyı nasıl söylediğine bağlı olarak şarkıyı duyabilmen an meselesi... Sen de işte tam o "an" içinde rotasını değiştirmiş bir ilerleyişin karşılaştırdığı bir aralıkta karşımdaydın... Şaşırmış gözlerimdeki asıl ifadenin şaşkınlıkla çok da ilgisi yoktu aslına bakarsan... Belki biraz da biliyor olmanın rahatlığı, biraz geçmiş kalp hissiyatının verdiği eminlik, biraz da zamanın doğru işleyişi... Her şey olması gerektiği gibi...
Alkol dar sokaklar arasında, nefes alışıma kendinden bambaşka rüzgârları bırakıyor olsa da kaygısız, beklentisiz, en güzeli de sorunlarından ve sızılarından sıyrılmış bir ruhla İstanbul'u seninle yürümek keyifliydi... Orada olmak ilk defa bu kadar ben gibiydi...

Gece ağır ağır sorgusuzca kendi karanlığını terk ederken, adımlar hızlanmış ve gidilecek yerin isteksizliği belli belirsiz sorularla gökyüzüne işlenmişti. Düşüncelerin, hafif keskin bir soğukla belki de her şeyi daha sıradan ama daha katlanılabilir kılıyordu...

Oradaydım...
Hani bal rengi bir geçmişin bakışlarında...
Hani o yaz günü sarhoşluğunu özlemlerimize taşıdığımız balkonun pencere kenarında...
Ya da yol çizgilerinin umutla çerçevelendiği bekleyişlerin yol ayrımında...

Orada olmanın o tarifsiz döngüsünde...

2 yorum:

  1. Şöyle bir gezintiye çıktım;uzun yazıların okunurluğu genelde mi az diye; öyleymiş.Ama yazılar güzelmiş; naparsın:) Ben buraları takipteyim ve çok da memnunum.Kolaylıklar efendim:)


    http://kalemkahveklavye.blogspot.com/
    http://bekaretibozulmusbirbeyin.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  2. Öylesine güzeldi,yüreğinizin sesi hiç susmasın,sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil