PEKİ, NEREYE VE KİME DOĞRUDUR bir kadının yatağındaki(!) GÜRÜLTÜYSE KELİMELER?

5 Ağustos 2011 Cuma

Teoman Nereye?

Gitgide ölüyor bir şeyler. Hayaller, zaman, içimizdeki o canlı çekirdek. Islak omuzlarımızda bize ait olan saçlara bile katlanamaz hale geldik. Oysa o ıslaklık bizimdi. Fakat hayatın ortalığı silip süpüren baskıları, saçmasapan fikirlerin üzerimize zorla giydirilmeye çalışılması bizi daima vurdu. Vurmaya da devam ediyor. Kimilerimiz içimizdeki o canlı çekirdek adına direniyor ve olan biten her şeye karşı da diretiyor. Bu dünyada yediğimiz yemekler, dinlediğimiz müzikler, seviştiğimiz kadın ve erkekler, belki de en derinimizdeki "tat" kaybolmaya başlıyor. Evet, her biri bir bakış açısına göre sonsuz da olabilir. Hiç tükenmeyecek gibi de durabilir ama işte "sanatçı"nın bir yazarın, müzisyenin dünyası her adımda törpülendiği ve onca şeyden etkilendiği için karmaşa sürekliliğini koruyor ve bir noktadan sonra o çekirdek çatlamaya başlıyor. Karşı koymak için biçilen süre içinde değişmeyen ve değişmediği gibi gitgide bozulan sular o suyun, o tadın bozulmasını hızlandırıyor.

Kendi alçak düzlüklerimizde bir tek bizim bildiğimiz hayallerle avunmaya çalışıyor, şanslıysak birilerinin duyması için debeleniyor, üretiyor ve sonrasında da, geçen kısacık bir süreden sonra, kaldığımız tatsızlıktan, aynılıktan yola devam ediyoruz. Uygun bir deniz bulsak her şeyi kollarımızdan bırakacağız o sulara. Ruhta başlayan yangın, saldırganlaşmaya ama bir tek kendine zarar vermeye kadar gidiyor.

Rahatlama yazısını okuduktan sonra "Teomannnnn nereyeeee?" diye haykırdım sosyal medyada. Gitmek elbetteki en doğal hakkın. Seni ben hep sessizce sevdim ama şarkılarını söylerken haykıra haykıra, bağıra bağıra... Zaten sevmek de böyle bir şey değil midir? Bir yanın sessiz, suskun ve yalnız köprüler gibiyken; bir yanın da tam tersine sesli, konuşkan ve kalabalıktır. Yaşamın tekdüze bir yolu yoktur; duyguların olmadığı gibi...

Geçtiğimiz aylarda hayatımda ilk defa şarkı sözü yazmaya çalıştım. Evirdim, çevirdim bir şeyler hep eksik ama sonra aklıma sen geldin. Dedim olsa olsa Teoman bunun müziğini yapabilir. Elbette ulaşmak pek kolay değil sana. Ama ben, senin benden haberin bile olmadan, kendi büyüttüğüm Teoman sessizliği içinde bunları düşünüyordum. Birilerinin sen farkında olmasan da seni düşünmesi muhteşem bir duygudur ve bütün o üretken yapı içerisinde müzisyenler ve yazarlar buna en fazla sahip olanlardır.

Her cümlen değerli, her notan ruhun katmanlarında kimi zaman girişi olan kimi zaman da çıkışı olmayan bir yol. Sokak. Arka sokak...
Seni çok seviyorum.

İçinde seni sıkan ve seni tüketen duygular "müziği bırakıyorum ya çok çok uzun bir süre, ya da büyük ihtimalle hiç dönmemek üzere" cümlen kadar olur. Çünkü bu cümlendir beni yine de umutla seni beklememi sağlayacak olan. Çünkü eminim sen bile bunu yazarken açık kapılarını tam olarak kapatamayacağını biliyordun. Bizi sana açan kapıları... Müziği, notaları, uzun uzun yaşanmışlıkları ...


Her neredeysen oraya selam olsun!


1 yorum:

  1. bu işi bırakması gereken o kadar insan varken Teoman hepimizi üzdü! Onun güzel şarkılarıyla avunacağız sanırım

    YanıtlaSil