PEKİ, NEREYE VE KİME DOĞRUDUR bir kadının yatağındaki(!) GÜRÜLTÜYSE KELİMELER?

5 Temmuz 2011 Salı

Çıkmam Gerekli Buradan

“Tüm geceler birleşmişti, siyahı oluşturmuştu ama bir şey vardı delip geçen. Tayfı bozdu apansız. Gidişe dur dedi sanki. Bunu görülemeyecek devinimsel bir çabukluk içinde gerçekleştirdi. Kırıldığım yerden aldı ve “nasıl mutlu oluyorsan” dedi. Nasıl mutlu olduğunu hatırladı çocuk. Güneşi gördüğü zamanları hatırladı. Unutmayacak. Söz verdi o."

Geldim...
Bilmiyorum değişen ne?
Neresindeyim?
ama
geldim.

"ve geldim daha şık düşerdi"


Geceydi. “Üzerinde ne var?” dedi bana. Lacivert ve çok parlak yıldızları olan berrak bir gökyüzü dedim. Üşümüyordum hiç. Atmosfer ve oksijen.
Derin bir nefes daha. Kaybolurken, düşerken, anın resmiyetsiz bakışlarında kol kola gezinirken. 


Güçsüz bırakılmış gecenin altından kaymalı bazen aşk ya da nevresimde bırakılmış sevişgenliğin, elvedası esirgenmeli. Yaşam donmalı, paylaşmanın damarı "ar" diye çatlatılmalı. Kim bilir, belki de sonrasızlık da bir kamaşmadır gözlerde başlayıp yine gözlerde biten.

Dört sekizlik bir ezgi duymalıyım nefesinde. İçim donmalı ki uzun sürsün melodi. Öyle bir kucakla ki kaybolmasın. Konjonktürden uzak bir karakutunun içine sakla beni.
  
Alıyorum ve nasılsa hükümsüz yargılanıyorum teninin yalnız kurmacasında. Oysa bir bulmacadan düşürmüştüm seni ve belki yaralarımın en kabuklu zamanından. Anlayamamıştım zamansız akrostişlerimi. Hangi ve kaçıncı çevirisisin şiirlerin yabancı dudaklardan dökülmüş? Sargılarım var. Ellerimin aymazlığından mı yoksa soğuktan mı, bilmiyorum. Karmaşa salgıları akarken saçlarımın soğuk damarlarından her hece teker teker düşüyor kelimelerin sökülen yerlerinden.

........ve sadece bir kahve içelim; uzun soluklu olmasın artık kafein buharı. Çözülüyorum kendi içimde.


"Varlığını hissettirmemeliydi, bu yeterdi. Oysa iki dakika önce çok mutlu bir insandı. Hayatını dakikalarla biçimleyecek ayarsızlıkta olmamalıydı aşk... Huzursuzdu. Belli ki gidecekti; kapıyı açtım, kelimeleri ruhuna usulca serpiştirdim. Biliyordum her şeyi içine alıp ve bir süre bilinçle bilinçsizlik arasında ruhunu savaştırırken adımlayacaktı geçtiği yerlerden habersiz. Kapının koluna dokundum; o sadece adım attı."




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder