Mağaranın soğuk ve terli duvarlarından başladım saymaya günleri.
Birinci gün dolunay.
İkinci gün tarifsizlik...
Üçüncü gün bekleyiş,
Dördüncü gün merak?
Beşinci gün isyan!!!
Altıncı gün kaygı?!
Yedinci gün not defteri...
Bir ten...
düşekalka tutundu demir bileklerine
kalbi düşten...
Bir şehir...
Girdabında sen,
uzak rüzgarların savruluşunda ben...
Bir kalem...
Yazılmamış kelimelerin bekleyişinde sevdaya yelken açmış, biriktirdiği notlarla.
Bir sandık...
Hasıraltında kalmamış hislerin küçük alevlerle desteklendiği, titrekliği sevdadan olan.
Bir yudum kahve...
Sıcak kavuşmaların tiryakiliğine sarılmış, orta halli.
Bir film...
Sayacın işleyip de görüntülerin tende izlendiği.
Bir öykü ve Bir kitap...
Tavsiyelerin izlendiği gizli bir kaçışta okunmaya başlanan. Yazı karakterinde siyah, düşen yerde beyaz.
Bir karşılaşma...
Birdenbire gece yolculuğunda ilerlerken ikinci sandalyeyi dolduran
Özleme kesilmiş göbek bağının düştüğü toprakta rüyalara sıçrayan minik tebessümle, sevdanı ilikledim düğme yerine tenime ne fark eder?
seninkilerin yanında benim kelimelerim ne kadar yetersiz kalıyor bir bilsen...
YanıtlaSilHarika...
YanıtlaSil