PEKİ, NEREYE VE KİME DOĞRUDUR bir kadının yatağındaki(!) GÜRÜLTÜYSE KELİMELER?

22 Eylül 2010 Çarşamba

Frekansı Bozuk Radyo Alıcısı -XXIII-

Ne tuhaf... Oysa ne çok yazmıştım bu koridorun beyaz sayfalarına...

Melek...
Geçenlerde bir buzdolabının üzerinde görmüştüm.  Sahibinden çok uzak bir dünya gibi yapışıp kalmıştı oraya... Soğuktu ve yüzünde melekliğinden ziyade, çözümleyemediğim bir ifade vardı... Korktum... Evet, evet tam da böyle oldu... Sahi bir şeyi bu kadar kolay kabullenmeyeli ne kadar zaman oldu acaba? Sahibinden mi yoksa melekliğinin kayboluşundan mı bilinmez ama ona bakarken tuhaf bir korku duydum içimde... Yaşamın bir anı geliyor ve bize ait olan her şey, sert bir maddeye mıknatıslanıp kalabiliyor. Mıknatısı kaldırmayı akıl etse biri, arkasından neler dökülür ama ne kimse cesaret edebiliyor elini uzatmaya ne de kimse elini çekmeyi başarabiliyor...
Bir garip döngü bu...
Şehir içinde şehirler kurmak...
Mayhoş tatların zinasında korkusuz düşlerin sesini açmak… Çoğu safsata, çoğu anlamsız.

Şimdi sorsanız bu benim der. Oysa bütün bunlar kötü bir düzen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder